Cinsel terapistin psikoseksüel hayatı
İdeal olan ve arzu edilen cinsel terapi uygulayan bir terapistin sağlıklı ve düzenli bir cinsel hayatının olmasıdır. Ancak terapistlerde herkes gibi etten ve kemikten yaratıldıkları için hayatlarının bazı dönemlerinde cinsel sorunlar yaşayabilirler ve yardıma ihtiyaç duyabilirler. Profesyonel bir terapistin, kendi sorunlarının farkında olup terapötik süreçte danışanın sorunlarıyla kendi sorunlarını ayrı tutması gerekir. Eğer terapistin organik sebeblerden kaynaklanan bir cinsel sorunu varsa herkes gibi medikal yollardan tedavisini yaptırır.
Sorunların kaynağı psikolojik nedenlerse, terapist-danışman ilişkisini ve terapi sürecini olumsuz etkileyecek bir düzeye gelmişse terapist işini doğru ve gerektiği gibi yapamıyor demektir. Bu noktada danışanına zarar vermemek için hemen hemen süpervizyon alarak duruma göre ya terapiye ara vermesi, yada sonlandırması gerekir.
Terapistin cinsel sorunlarının terapiyi olumsuz etkilemesi değişik sekilerde olabilir. Bunlardan en belirgin olanı iki kişi ilişki içindeyken kaçınılmaz olarak gelişen etkileşimsel bir fenomen olarak kabul edilen karşı aktarımdır. Danışan terapi esnasında, çocukluğunda kendisi için önemli olmuş kişilere (anne-baba, bakıcı ) kişilere karşıbeslediği duyguları terapiste aktarır. Danışanın yaşadığı bu aktarıma karşılık terapiste bilinçaltı bir karşı aktarım geliştirebilir. Kendi cinsel sorunları olan bir terapist, benzer sorunları olan bir danışanla çalışırken bu karşı aktarımlarını tanımada ve idare etmekte güçlük yaşayabilir ve danışana zarar verebilir.
Bu nedenle tüm terapistlerin yalnızca cinsel sorunlarda değil kontrolsüz bilinçaltı karşı aktarım geliştirdikleri her durumda bir başka profesyonelden süpervizyon alması, kendi arka bahçelerini düzeltmeleri gerekir.