Hamilelik ve Lohusalık Döneminde Cinsellik
Soru:
Biz yedi yıllık evli bir çiftiz, ikinci bebeğime hamileyim , sorunlu bir hamilelik geçiriyorum. Bu yüzden de uzun zamandır cinsel bir birlikteliğimiz yok, zaten doǧumdan sonra vajinam genişlediği için sevişmek ikimiz içinde anlamsız bir çaba oluyordu. Daha önceleri birbirimizin arzu ve isteklerine dikkat ettiǧimiz için ve eşimin cinsel hazda önceliği bana vermesinden dolayı sıkıntı yaşamadığımız normal denilebilecek bir cinsel hayatımız vardı. Ama bazen eşim, özelliklede alkol almışsa ilişki esnasında daha hoyrat davranışlar sergiliyor, bana ters gelen bazı şeyleri kabul etmediǧimde ısrarcı olmuyor ama sonuca yönelik hızlı hareketlerle ilişkiyi sonlandırıyordu. Şimdiyse ; sorunlu olan hamileliğim ve ilk çocuğumuzun yeni bebeğe verdiği olumsuz tepkiler nedeniyle, zaten yaşayamadığımız cinselliğimizde daha da zor bir geçiş dönemine girdik. Geçen gün beraber banyo yaparken onu rahatlatmak için daha önceleri uygun görmediǧim bir şekilde (anal seks) cinsel ilişkiye girdik ve sonrasında çok mutlu olduǧunu gördüm. Ben banyodan çıkarken o sıcak suyun tadını çıkarmak için biraz daha kalmak istediǧini söyledi. Aradan bir süre geçti, banyoya bir şey almak için döndüǧümde, kabinden ne yaptığını tam olarak kestiremesem de suyun altında masumca durmadıǧını cinsel organıyla bir şeyler yaptıǧını gördüm ve sanırım bu durumdan birazda korktum. O günden sonra bir şey olmamış gibi davrandım fakat gördüǧüm şeylerden ve « eşim ne yapıyordu, yoksa o bir sapıkmı » gibi sorular nedeniyle içim içimi kemiriyor, bunu ona nasıl söyleyeceǧimi yada soracaǧımı bilmiyorum. Ben dar görüşlü bir kadın değilim ayaklarım yere sağlam basar, kocama aşığım ve onu çok seviyorum. Uyumlu ve gerçekten huzurlu mutlu bir evliliğimiz var, onunla herşeyimi olduğu gibi konuşabilirim ama bu çok başka bişey, hipotez bile oluşturamıyorum Sahip olduklarım çok deǧerli ve bu sadece benim hayatım değil dünya tatlısı bir çocuğum var. Kafamdaki soruları, açıklığa kavuşturmazsam içimi kurt kemirmeye devam edeceǧini ve ona sorduğum anda da artık hiçbirşey eskisi gibi olmayacaǧını biliyorum. Şimdi ben ne yapmalıyım? Teşekkürler.
Hamilelik ve Lohusalık Döneminde Cinsellik
Cevap:
Gebelik döneminde cinsel hayat ne çocuk bekleyenlerin sorabildiği nede doktorların bilgi vermeyi gerekli gördüğü bir durumdur. Sanki anne babalık gibi kutsal bir role aday olunca cinselliği düşünmek ayıp bir şeymiş gibi düşünülür. İnsanlarda cinsel aktivite diğer canlılar gibi hormonlarla yönetilmediği ve yalnızca üreme amacıyla yapılmadığı için gebelik döneminde de devam edebilir. Bizim ülkemizde gebelik döneminde cinsel ilişkinin bebeğe zarar vereceği düşüğe yol açacağı gibi yanlış bir inanç olduğu için çoğu zaman bunu değil talep etmek düşünmek bile hoş karşılanmaz. Gebelik sorunlu olmadığı ve gerçek bir düşük riskinin bulunmadığı durumlarda (ki bu oldukça nadirdir) cinsellik anneye ve bebeğe hiçbir şekilde zarar vermez hatta ilişki sonrası kadının kendini iyi hissetmesi sonucu salgılanan mutluluk hormonunun bebeğin gelişimine olumlu katkıları olduğunu gösteren araştırmalar bile vardır. Burada iki şeye dikkat edilmelidir: Gebeliğin bir doktor tarafından takip edilmesi ve cinsel birlikteliğin zamanıyla yapılış tarzına kadının karar vermesi. Bir diğer önemli konu ise anne adayının gebeliğin hangi evresinde olduğudur. Gebeliğin kaçıncı ayında veya evresinde olunduğuna göre cinsel yaşamda farklılıklar olabilir. İlk dönemlerde daha çok bulantı, kusma, halsizlik gibi hormonlara bağlı güçlükler olabilirken son dönemlerine doğru bedensel değişimlere ve kiloya bağlı güçlüklerle karşılaşılır. Bunlar karşılıklı anlayış ve hoşgörüyle atlatılabilir. Ancak gebeliğin yedinci ayından itibaren her ihtimale karşı cinsel birleşmeye ara verilmeli daha çok yumuşak ve şefkatli dokunuşlar tercih edilmelidir. Burada cinselliğin sadece birleşmeden ibaret olmadığının, birleşmeye endeksli olmayan her türlü dokunuşun, sarılmanın, öpüşmenin de cinsellik olduğunu ve keyif verici olduğunun altını çizmek gerekir. Doğumun hemen ardından başlayan, kadının kendini toparlama süresine lohusalık denir. Gebelik dönemine özgü önyargılar burada da devam eder. Evlilik boyunca hamilelik ve doğumdan sonraki lohusalık dönemi adeta evliliğin sınavı gibidir ve cinsel hayatın yeniden normale dönmesi her zaman kolay olmayabilir ve bazen sanılandan çok daha uzun sürebilir. Tekrar ne zaman normal cinsel hayata dönüleceği toplumdan topluma kültürden kültüre değişmekle birlikte bizim ülkemizde ortalama süre kırk gündür. Bu süre kadının fizyolojik (kanamanın durması, dikişlerin iyileşmesi) ve psikolojik olarak kendini toparlayarak, anneliğe uyum sağlaması açısında önemlidir. Aslında annenin bu dönemde en çok ihtiyacı olan şey eşinin ilgisi, sevgisi ve desteğidir. Ancak çoğu zaman koca eşinden uzaklaşır ve ondan cinsellik talep etmediğinde ona yardımcı olduğunu, anlayışlı olduğunu sanır. Gebelik döneminde olduğu gibi doğumdan sonra da cinselliği yalnızca bir cinsel birleşmeden ibaret fiziksel bir ihtiyaç olarak görmek hatalı bir yaklaşım olur. Kadın ve erkek cinsel birliktelik esnasında öteki yarısıyla bütünleşir, onun yanında değerli, özel olduğunu, kabul gördüğünü hisseder, cinsel kimliğinin ve bedeninin onaylanmasının verdiği güvenle kendini bırakarak fiziksel ve ruhsal bir rahatlama yaşar, sevdiğini ve sevildiğini teyit eder. Gebelik öncesi cinsel isteğinde sorun yaşamayan kadınlarda doğum sonrası değişen hormonlara bağlı vajinal kuruluk ve cinsel ilişki esnasında ağrı oluşabiliyor. Bu sorun kayganlaştırıcı kremlerle kolayca aşılabilir. Lohusalık döneminde cinsel isteksizliğin bir diğer nedeniyse cinsel ilişki sonrası dini açıdan kirli sayılma ve boy abdesti alma güçlüğüdür. Yapılan araştırmalar gebelik öncesi normal ve doyumlu bir cinsel hayatı olan çiftlerin, annenin emzirdiği durumlarda yaklaşık 12 hafta sonra önceki cinsel hayatlarına döndüklerini gösteriyor. Emzirmenin gebelikten risk daha azda olsa tümüyle korumadığını da hatırlatmak isterim. Lohusalık dönemine özgü zorluklardan birisi de doğum sonrası depresyonudur. Duygusal dalgalanmalar, alınganlık, kolay ağlama, uyku düzensizliği gibi belirtilerle seyreden bu dönemin süresi eşin ve çevrenin tutum ve davranışlarına göre kısa ya da uzun ve kalıcı olabilir. Anlayışlı ve sabırlı olunmalı destek esirgenmemelidir. Hamilelik ve lohusalık dönemi cinsel istek ve arzuları sekteye uğrattığı için eşler diğerine en çok ihtiyaç duydukları sırada birbirlerinden uzaklaşıp yabancılaşarak, yanlış anlaşılmaların yarattığı öfke ve kırgınlıklarla evliliklerini yıpratırlar. Bu dönemde kadının ve erkeğin ihtiyaç ve beklentileri oldukça farklıdır. Kadınlar annelik güdüsünün öne çıkması, bebeğin ihtiyaçlarının öncelikli hale gelmesi ve yorucu olmasından dolayı cinsellikten uzaklaşıp, daha çok ilgi ve şefkate ihtiyaç duyarlar Erkekler ise eşlerinden almaya alışık oldukları ilgi ve sevginin azalmasına, kendi çocukları bile olsa bir başkasına yönelmesine karşı gizliden gizliye bir kıskançlık duyar, yeni rakip karşısında kendilerini çaresiz, dışlanmış ve değersiz hissederler. Erkekler için cinsel isteklerinin karşılanması adeta hala değerli olduğunun, sevildiğinin bir ispati gibidir ve reddedildiklerinde öfkelenip kırıcı olabilirler.
Aslında bu olumsuz duygular eşe karşı değil bebekle birlikte meydana gelen değişikliklere uyum sağlanamamasıyla ilgilidir. Yine burada da cinsellikten ne anlaşılması gerektiğini yeniden tanımlamak gerekiyor. İki kişi arasında belirli mahremiyet koşullarında yaşanan, bir şekilde doyuma ulaşmayı sağlayan her şey cinsel ilişkidir. Buna erotik masajdan başlayarak, karşılıklı mastürbasyon ve değişik fantezilere kadar her şeyi dahil edebiliriz. En önemli nokta yargılanma ve suçlanma kaygısı olmaksızın her şeyin konuşulabilir olması, istek ve arzuların korkusuzca dile getirilebilmesidir. Her türlü zorlamadan kaçınılmalı iki tarafında rızasının olmadığı hiç bir istekte ısrarcı olunmamalıdır Cinsellikten asla uzaklaşılmamalı, karşılıklı dokunma, öpüşme, cinsel temas olmasa bile birlikte sarılıp yatmaya özen göstermeli, duygusal bağı koparmamalıdır. İstatistikler erkeklerde en fazla evlilik dışı ilişkinin uzun hamilelik ve lohusalık süresinde duygusal ve fiziksel bağın azalmasına bağlı olarak bu dönemde ortaya çıktığını gösteriyor. Çocukların dünyaya gelmesi ile birlikte, çiftlerin ilgilerinin birdenbire çocuğa doğru yönelmesi, çocuklarını evlilik yaşamlarının merkezine koymaları, kadın ve erkek kimliklerini ikinci plana atmaları da cinsel sorunların doğmasına neden olabilmektedir. Bebekle birlikte uykusuz geceler yaşanması, bebekle sık ilgilenme zorunluluğunun ortaya çıkması, aile yaşantısının altüst olmasına, estetik kaygıların, bastırılan ruhsal çatışmaların tetiklenmesi ve anneliğin kutsallaştırılarak kadınlığa tercih edilmesi doğum sonrası çiftlerde cinsel isteksizlik görülmesine yol açabiliyor. Aslında bakılacak olunursa bu durum geçicidir. Ancak çoğu çift geçici olan bu durumu nasıl düzelteceğini bilmemekte ya da değiştirmeye çalıştıklarında çocuklarına haksızlık edeceklerini düşünerek vicdan azabı çekmektedirler. Ana ve baba olmak oldukça önemli ve kutsaldır; ancak çift olmak daha kutsaldır. Karı ve koca bir kadın ve erkek olarak mutlu değilse, çocuklarına verebilecekleri de azalır. Çiftin çocuğu hayatın merkezinden çıkarıp kendi hayatlarını merkeze alması çocuğa yönelik yapılan bir hata değil, aksine en doğru davranışlardan biridir. Bundan dolayı yeni çocuk sahibi olmuş çiftlere, kadın ve erkek rollerini hatırlamaları, karşılıklı ihtiyaçlarınızı paylaşıldığı açık bir iletişim kurmaları, çocukla geçirilen zaman dilimleri dışında birbirlerine zaman ayırarak paylaşımlarını artırmaları önerilebilir. Cinselliğin güven, sevgi, saygı dokunma, konuşma, anlaşılma ve anlayabilme, beğenilme vb. duygularının bir bütünü olduğu unutulmamalıdır. Hayatın merkezinden çocuk çıkartılıp eşler birbirine döndüğünde cinsel yaşamda kendiliğinden düzelecektir. Bunun tek başına yapılamaması durumunda bir cinsel terapistten yardım almaktan çekinilmemelidir.
Buraya kadarki genel bilgiden sonra size ozel sorulara gelelim. Evli erkekler evlilik içinde zaman zaman masturbasyon yapabilir, anal sekse karsi istekli olabilirler, bu onlar için yasak meyvanin çekiciligi gibidir. Bu tip istekler bir erkegin sapkin oldugunu gostermez, bir cinsel sapkinligin oldugunu dusunmek için çok daha fazla kanita ihtiyaç vardir. Zaten mesajinizda da bu konuda bir belirsizlik var, esinizin banyoda tam olarak ne yaptigini belirtmemissiniz; masturbasyon mu yapiyordu, yoksa baska birsey mi yapiyordu belli degil. Vajina esnek bir yapidadir ve kendini kolayca eski haline donusturebilir, buna ragmen genisledigini dusunuyorsaniz vajinayi darlastiran bazi farkli pozisyonlari (yus ustu yatarak bacaklarin kapali oldugu pozisyon) deneyebilirsiniz.
Içiniz rahat olsun, guzel bir evliliginiz, bir çocugunuz var ikincisi yolda ve esinizi sevdiginizi soyluyorsunuz. Dogumdan sonra cinsel hayatiniz normale dondugunde bu suphelerinizde ortadan kalkacaktir. Herseye ragmen bazi sorunlari konusmak ve asmakta zorluk çekerseniz birbirinize olan sevgi, guveni kaybetmeden size yakin bir uzmandan profesyonel bir yardim almaktan çekinmeyin, iyi bir evlilik, mutlu bir yuva her zaman mucadele etmeye deger. Saygilar
Teşekkür Mesajı
Size teşekkür ederim kemal bey, öncelikle ciddiyetle yazılmış cevabınızdan daha sonrada içimi hiç tahmin etmediğim kadar rahatlatmanızdan dolayı. Yazdıklarınızı birkaç kere okudum üzerinde iyice düşündüm, sanırım bu konuyu annelik hormonlarım kadınlık hormonlarımı esir almışken düşünmek ve bir sonuca bağlamak çokta sağlıklı olmayacak. Evet beni seven değer veren özverili bir eşim, dünya tatlısı bir çocuğum mutlu huzurlu bir yuvam var. Ben de şahsına aynı duygular besliyorum. Sahip olduklarım içinde gözümü kırpmadan savaşırım ama söz konusu olan sevdiğiniz kişinin siz onu severken aslında kendisi olamaması ve orada , o modelde kısılıp hapsolması ve buna kendinizin sebep olduğunuzu düşünmeniz ürkütücü derecede acı veriyor. Bebeğim dünyaya geldikten ve yeni doğan sıkıntıların dan hayatta kalmayı başardıktan sonra eşimle tekrar kadın ve erkek rolleriyle bir birliktelik sorularıma cevap olur diye umuyorum. Şayet (ki hiç istemem) kafamı kurcalayan cevaplarından emin olamadığım soru veya sorunlarım olursa eşimle birlikte sizinle bizzat görüşmek isterim. Tekrar teşekkür ederim.