Evlilik ve Çift Terapisi

Evlilik ve ilişkilerde zamanla ilişkiye yapılan “yatırımlar” azalır, “bedeller ve beklentiler” artar. Bu nedenle çoğu evlilik ve çift ilişkisi bir süre sonra işlevsiz ve kendi kendini güçlendiren uyumsuz kalıplar üretmeye başlar (Weeks G.R. 2019).

Evlilik çatışması insan yaşamındaki en rahatsız edici sorunlardan biridir. Her evlilikte zaman zaman bazı sorunlar yaşanabilir. Bunların sürekli ve şiddetli olması çiftlerin derin bir hayal kırıklığı yaşamasına ve evliliğin devamını sorgulamasına, hatta boşanmayı düşünmesine neden olabilir. Oysa birçok sorunun çözümü vardır ve bu olumsuz gidişi durdurmak mümkündür. Çiftler sorunlarını genellikle kendi çabalarıyla ya da büyüklerin veya arkadaşların tavsiyeleriyle aşmaya çalışırlar. Bunun mümkün olmadığı daha ciddi durumlarda profesyonel bir yardım gerekir, yani evlilik ve çift terapisine ihtiyaç duyulur. Evlilik ve çift terapisi, sorun yaşayan çiftlere, ihtiyaçları olan rehberliği yaparak çatışmalarını çözme ve romantik ilişkilerini geliştirme fırsatı sunar.

Bu yazıda belli başlı evlilik ve çift terapisi kuramları ve sık kullanılan tekniklerden kısaca bahsedilmiştir. Evlilik ve çift terapileri ile aile terapilerinde kullanılan teknikler arasında büyük bir benzerlik vardır.

Evlilik ve Çift Terapisinin Tanımı, Amacı

Evlilik ve çift terapisi, aralarında “birlikte yaşama” sözleşmesi bulunan iki kişiye ilişkilerini anlama, çatışmalarını çözme ve ilişki memnuniyetlerini artırmaları konusunda yardımcı olunan çok özel bir psikoterapi türüdür

Kimse evliliğe mükemmel bir eş olarak başlamaz. Evlilik; kendini anlamak, eşini anlamak, kırmadan incitmeden tartışmayı bilmek, problem çözmek ve farklılıkları kabul edebilmek gibi becerileri gerektirir. Bu becerilerin yetersizliği sorunlar yaşanmasına neden olabilir. Çoğu zaman yetiştiğimiz ailedeki etkili olmayan, olumsuz davranış kalıpları ilişkiye taşınır ve sorunların kaynağını oluşturur. Bazen de hayatın getirdiği zorluklar, beklenmedik olaylar, kazalar, bir yakının ölümü, ekonomik krizler gibi talihsizlikler, mutlu bir evliliği bozabilir.

Evlilik ve çift terapisinde genel amaç, ilerleyen süreçte eşlerin aralarındaki çatışmaları azaltıp, karşılaştıkları sorunları çözebilme becerilerini geliştirmelerini sağlamaktır. Aralarındaki etkileşimi ve iletişimi artırarak ilişki kalitesini düzeltip sistemi dengeli hale getirmeleri beklenir. Çift terapisi, problem çözmeye, duyguları kontrol ederek zarar vermeden nasıl kavga edilebileceğini öğrenmeye, ilişkiyi yeniden yapılandırmaya, bazen de temiz bir sayfa açmaya yardım eder.

Çift terapisinde her şeyden önce, eşlerin birbirini iyi ve kötü yönleriyle insan olarak görmeleri ve kabul etmeleri hedeflenir. Eşler birbirlerinin kişilik özelliklerini anlamayı, farklılıklarıyla uzlaşabilmeyi ve uzlaşılamayacak yanlarını da kabul edebilmeyi öğrenirler. Eşler arasında süregelen sorunlar, farklı beklentiler, tartışmaların yoğunlaştığı belli başlı konular olabilir. Evlilik ve çift terapisinde ilk adım, eşlerin bu konuları konuşabilir hale gelmesidir, sonra çözüm seçenekleri ve stratejileri gelir. Terapi sürecinde çiftler, zor sorunlarla mücadele ederken, belirli bir çerçeve ve amaç içinde olduklarından, ilişkilerinin daha fazla bozulmasını ve çıkmaza girmesini engelleyebilirler.

EVLİLİK VE ÇİFT TERAPİSİNİN KISA TARİHÇESİ

1. Dünya Savaşı’ndan sonra ortaya çıkan hızlı toplumsal ve teknolojik değişme ortamı, aşırı boyutlara ulaşan sosyal ve psikolojik değişikliklere neden olmuş, eşlerin ve ailedeki bireylerin davranışlarını ve beklentilerini büyük ölçüde etkilemiştir.

Aile ve çift terapisi hareketinin temel olarak, 1952-1961 yılları arasında başladığı bilinmektedir. Bu dönemde; Prof. Dr. Gerald R. Weeks, John Bell, Nathan W. Ackermen, Christian F. Midelfort, Theodore Lidz, Lyman C Wynne, Murray Bowen, Carl A. Whitaker ve Palo Alto Grubu olarak bilinen Gregory Bateson, Jay Haley, John Weakland, Don Lackson ve Virginia Satir ile Philadelphia Grubu’ndan Ivan Boszormenyi-Nagy aile terapisinin kurulmasında öncü olan isimlerin arasındadır:

1962-1977 yılları arasında ikinci akım ortaya çıkmıştır. Bu akımın temsilcilerinden; New York’tan Israel Zwerlig, Pihiladelphia’dan Salvador Minuchin, Jay Haley ve Gerald Zuk, Bostan’dan Fred Duhl ve Davit Kantor, Palo Alto’dan Paul Watzlawick, Arthur Bodin, John weakland, Richard Fisch ve Corlas Sluzki, Milan ‘dan Mara Selvini Palazolli, Luigi Bozcola, Guiliana Prata ve Gianfranco Cecchin IIIinois’den Charles Kramer ve Irving Borstein önemli isimledendir. Aynı dönemde aile ve çift terapisinde temel öğreti temsilcilerinden olan American Family TherapyAssociation ( AFTA)’nın kuruluşu da söz konusu olmuştur (Weeks G.R.2019).

EVLİLİK VE ÇİFT TERAPİSİ GEREKTİREN DURUMLAR

Genelde evlilik terapisi karı-koca ilişkileri ile ilgili olarak pek çok durumda kullanılmakla birlikte, özellikle bazı durumlarda daha çok gerekli olmaktadır. Bu durumlar aşağıda özet olarak belirtilmiştir.

  • Bireysel psikoterapi yöntemleri evli bir kişinin sorunlarının çözülmesinde yetersiz kaldığında,
  • Evli eşler arasındaki bir çatışma veya kavgadan sonra eşlerden bir aniden bir uyumsuzluk belirtisi geliştirdiğinde,
  • Birbirleriyle iyi geçinemeyen ve sürekli olarak tartışma içinde, evlilik doyumu azalmış çiftlerde,
  • Eşlerden birinin evlilik dışı ilişkisi olduğunda ve bir güven sorunu geliştiğinde,
  • Kök aileyle sınır sorunları olduğunda,
  • Evlilikte iktidar savaşları ilişkiyi sürdürülemez hale getirdiğinde,
  • Eşlerden birinde bir bağımlılık sorunu olduğunda,
  • İlişkide yönetilemeyecek ya da zarar verecek boyutta bir öfke ya da şiddet sorun olduğunda,
  • Ayrılma veya boşanma gibi önemli kararların alınması gerektiğinde,
  • Sadakatsizlik, ayrılma isteği, farklı cinsel yönelimler gibi diğer eşin bilmediği gizli gündemlerin varlığında evlilik ve çift terapisine ihtiyaç duyulur.

EVLİLİK VE ÇİFT TERAPİSİNİN TEMEL İLKELER

Evlilik ve çift terapisinde bütün kuramları bir potada eriten bütüncül terapi yaklaşımları tercih edilmekte ve aşağıdaki temel ilkeler uygulanmaktadır:

  • Evlilik ve çift terapisi; üniversitelerin, psikoloji, psikolojik rehberlik ve danışmanlık bölümlerinden mezun olup bunun üstüne evlilik ve çift terapisi konusunda süpervizyonlu eğitim almış, bu konuda yüksek lisans yapmış ya da aile danışmanlığı sertifika programını başarıyla tamamlamış kişiler tarafından yapılır.
  • Evlilik ve çift terapisti, alanında deneyimli, her iki danışanına da eşit mesafede durabilen, koşulsuz ve yargısız kabul eden, güven veren, sakin, krizi yönetmeyi bilen, farklı terapi tekniklerine hâkim, empatik dinleyebilen biri olmalıdır.
  • Terapötik işbirliği daha ilk görüşmeden itibaren terapinin nasıl ilerleyeceğini belirler. Bu nedenle terapist bilgi ve deneyimi, eşit mesafede duruşu, dinleme ve empati yeteneğiyle danışanlarına güven vermelidir.
  • Düzenli olarak her seanstan sonra çiftten geri bildirim alınır. Amacı, terapistin kendini geliştirme, yol haritasını güncelleme ve etkinliğini ölçerek eksiliklerini gidermesidir
  • Empatik tutum. Çiftler çoğunlukla terapiye utanç ve suçluluk duygularıyla gelir: Çift terapisinin başarısı terapistin danışanlarındaki bu duygulara nasıl yaklaştığı ve empatik olarak nasıl yansıttığıyla ilgilidir.
  • Hedefleri ve gündemi saptamak: Daha ilk görüşmeden belirlenmesi çiftin kendilerini nelerin beklediğini bilmeleri önlerini görmelerini sağlar.
  • Gizli gündemleri belirlemek: Evlilik dışı bir ilişkinin varlığı, tek başına verilmiş bir boşanma kararı ya da farklı cinsel yönelimler gibi diğer eşin bilmediği konuları oluşturur. Terapide çalışılması en zor konuları oluşturur.
  • Bu tür terapilerde, gizlilik, karşılıklı güven, etik ve mesleki kurallara bağlılık, danışanlara zarar vermeme, onların ahlaki, dini, toplumsal değerlerine saygı, yargısız ve koşulsuz kabul, empatik dinleme, duygu ve düşüncelerin özgürce ifade edildiği ortamın yaratılması temel kuraldır.
  • Çiftlerle çalışırken taraf tutmamak, adil olmak çok önemlidir. Yaşanan sorunun eşlerden yalnızca birine ait olmadığı her ikisinin ortak sorunu olduğu ve işbirliği içinde birlikte aşacakları vurgusu yapılmalıdır.
  • Çiftin kişilikleri üzerinde değil, sorun oluşturan davranışları ve ilişkileri üzerinde çalışılır, işlevsel olmayan sorun çözme stratejilerinin işlevsel olanlarla değiştirilmesi amaçlanır.
  • Evlilik ve çift terapilerinde amaç ne pahasına olursa olsun evliliği sürdürmek değil, çifte kendileri için en doğru kararı almaları konusunda yardımcı olmaktır.
  • Evlilik ve çift terapisinin başarıya ulaşması, eşlerin görüşmelere birlikte katılmaları, kimin ne kadar suçlu olduğuna bakılmaksızın eşit oranda sorumluluk almasıyla mümkün olur.
  • Eğer psikoterapi çift ile başlamış ise, bu süreç sonlanmadan eşlerden yalnızca biriyle bireysel olarak görüşmelerin dışında ayrı bir terapi yapılamaz. Çift terapisi sonlandığında eğer evlilik devam ediyorsa bireysel görüşme diğer eşin bilgisi dâhilinde olmalıdır.
  • Evlilik ve çift terapisinin en önemli konularından biri gizliliktir. Bu konuda üç temel yaklaşım vardır. Birinci yaklaşım hiçbir konunun gizli olmaması, her şeyin konuşulmasıdır. İkinci yaklaşımda bireysel görüşmelerde paylaşılan sırlar terapistle danışan arasında kalır. Üçüncü yaklaşım ise diğer eşi ilgilendiren, terapinin işleyişini etkileyebilecek her konuda sır sahibi danışanın sorumluluk alması ve paylaşma konusunda kendi seçimini kendisi yapmasıdır. Hangi yaklaşımın uygulanacağı evlilik ve çift terapistinin çalışma yöntemine bağlıdır.
  • Genel uygulama çiftlerin birlikte görüldüğü, haftalık seanslar şeklindedir. Sorunun niteliğine göre bazen birkaç seans yeterli olabilirken uzun süredir sorun yaşayan, olumsuz duyguların fazla olduğu, birbirine ilgi ve sevgisi azalmış çiftlerde terapi 3 ile 6 ay gibi daha uzun bir süre devam edebilir.
  • Gerginliğin çok fazla olduğu ya da evlilik dışı bir ilişkinin olduğu bazı durumlarda eşlerle bir süre ayrı ayrı görüşmeler yapılması uygun olur.
  • Evlilik ve çift sorunlarının cinsel sorunlarla birlikte olduğu durumlarda, öncelikli veya başlatıcı sorun hangisiyse önce ona odaklanılır, sonra diğer soruna geçilir. Bu nedenle bir evlilik ve çift terapisti, cinsel terapi konusunda da bilgili olmalı ya da gerektiğinde bir cinsel terapiste yönlendirebilmelidir.

Yayın olarak kullanılan evlilik ve çift psikoterapisi uygulamaları:

  • Psikanalitik yaklaşım ( Evlilik ve çift terapisine çok uygun değildir),
  • Bilişsel davranışçı evlilik ve çift terapisi,
  • Bireysel evlilik terapisi,
  • Birleşik terapi dört yol oturumu,
  • Sistemik evlilik terapisi,
  • Yapısal evlilik terapisi,
  • Stratejik aile terapisi,
  • Virgini Satir modeli,
  • Duygu odaklı evlilik terapisi
  • İmago terapisi,
  • Gotteman modeli,
  • Çocuk odaklı evlilik terapileri,
  • Etkileşimsel aile terapisi,
  • Çözüme yönelik kısa aile terapisi,
  • Aile yaşam döngüsü yaklaşımı gibi birçok terapi türü daha vardır. En sık kullanılanlar, Bilişsel-Davranışçı evlilik terapisi, Sistemik evlilik terapisi, Duygu odaklı evlilik terapisidir.

EVLİLİK VE ÇİFT TERAPİSİNDE KULLANILAN TEKNİKLER VE MÜDAHALE YÖNTEMLERİ

Terapist, yalnızca ortak faktörlere odaklandığında teknik etkili olmayacak, tekniğin esası olmadan da ortak faktörler bir anlam ifade etmeyecektir (Fife, Whiting, Davis, & Brad-ford, 2014; Weeks ve Fife, 2014). Kısacası etkili evlilik terapisi, çiftlerin ilişkilerinde anlamlı değişiklikler yaratacak yapıyı sağlayan ortak faktörlerin ve tekniklerin bir arada uygulanmasıyla etkili ve kalıcı sonuçlar verir.

Evlilik ve çift terapisinde kullanılan onlarca teknik vardır. Şimdi bu tekniklerden en sık kullanılanlar kısaca özetleyelim:

1. Canlandırma: Amacı, çiftin işlevsizleşen, zaman içinde bozulan ilişkilerine erişebilmesini sağlamaktır. Canlandırma çiftin sorunlarını terapi odası gibi güvenli bir ortamda yeniden deneyimlemeleri sağlarken aynı zamanda terapiste değişime yönelik müdahale fırsatı yaratır. Canlandırma sırasında danışanlar döngülerini fark etmeye ve değişime karşı daha açık olurlar. Bu teknik hemen hemen bütün terapi yaklaşımlarında kullanılan etkili bir değerlendirme ve müdahale yöntemidir.

Bu teknik duygusal tepkiselliği yüksek gergin çiftlerde 5 aşamalı olarak yapılır.

  • A- Korumalı canlandırma: Eşler terapiste dönüktür, konuşmayı terapist yönlendirir, söz kesilmeksizin sırayla konuşulur.
  • B- Tamponlu canlandırma: Eşler sırayla konuşurken terapist gerekli gördüğü yerde kısa süreli diğer eşe söz hakkı verir.
  • C- Sıralı konuşma canlandırması: Çift karşılıklı oturur, yine sırayla konuşur, duygusal yoğunluk artacağından terapist hala aktif yönlendirme yapar.
  • D- Olay canlandırması: Terapist gerekmedikçe müdahale etmez, yalnızca seans sonunda gözlemlerini paylaşır, seans boyunca tüm etkileşim kontrollü bir şekilde çift tarafından gerçekleşir
  • E- İlişki canlandırma: Çiftin seans odasının dışında da işlevsel iletişimi sürdürmeleridir.

2. İletişimi geliştirme: Amacı çiftlerin iletişim becerilerini geliştirme, zenginleştirmelerine yardımcı olmaktır. Evli çiftlerde en sık karşılaşılan çatışma nedeni iletişim eksikliğidir. Evlilik terapisinde eşlerin birbirini doğru anlayabilmeleri, yanlış anlaşılmaların, zihin okumaların azalması hedeflenir. Terapist seanslardaki iletişim şekliyle çifte model olur. İletişim tekniklerinden “Yansıtmalı iletişim tekniği”nin 5 seviyesi vardır.

  • A- Raporlama/Anlatma: Eşlerden kişisel duygu ve yargıları katmadan yalnızca olayı anlatmaları istenir.
  • B- Tepki verme: Yaşanan olay ya da duruma karşı hangi davranışsal tepkilerin gösterildiği konuşulur.
  • C- Açıklık ve kendini yansıtma: Eşlerin duygu ve düşüncelerini, kişisel tercih ve ihtiyaçlarını hayallerini, beklentilerini dile getirdikleri iletişim seviyesidir.
  • D- İlişkiyi konuşma: Çiftin ilişkilerine dışardan bakarak objektif bir değerlendirme yapmalarıdır.
  • E- İlişkiyi ve geçmişi konuşma: Kişisel geçmiş yaşantılarının ve şemalarının bugünü ve ilişkiyi nasıl etkilediğin konuşulduğu iletişim seviyedir. Bu farkındalık affetmeyi ve değişimi sağlar.

3. Kurala dayalı konuşmacı-dinleyici tekniği: Amacı yoğun anlaşmazlık yaşayan, boşanma sürecindeki çiftler arasında yeterince uzlaştırıcı ve kısa bir iletişim sağlamaktır. Karşılıklı yapılandırılmış, kurallara dayalı bir iletişim tekniğidir.

4. Ortak günlük tutma: Amacı, terapide öğrendiklerini evde uygulayamayan çiftlere yardım etmek, evde uygulamayı kolaylaştırmaktır. Ortak hazırlanan olumlu davranışlar ve beceriler listesindeki maddeler uygulandıkça yanına işaret konarak ilerleme kayıt altına alınır.

5. Sistemik yeniden çerçeveleme: Evlilik çift terapisinde en çok bilinen ve uygulanan bir tekniktir. Amacı çiftin yaşadığı soruna sistemik bir bakış açısıyla soruna olumlu bir anlam yüklemek, farklı bir bakış açısı kazandırmaktır. Terapist ilişkideki döngüselliğe vurgu yaparak sorumluluğu paylaştırır.

6. Sorumluluk alma: Sistemik yeniden çerçevelemenin içinde yer alır. Amacı çiftin birbirini suçlamaya odaklanması yerine sorunu sürdüren kendi davranışlarını fark ettirmek, sorumluluk almalarını sağlamaktır.

7. Duygu odaklı terapi ile olumsuz döngüleri kırma: Amacı, eşlerin arasındaki olumsuz döngüyü netleştirerek, tekrarları bozmak, eşi değil sorunu karşıya almaktır. Terapist bu konuda örnekleme yaparak model olur.

8. Öfke kontrolü ve içsel konuşma: Amacı çift ilişkisindeki gerginliği sürdüren ve yıkıcı etkileri olan öfke ve saldırgan davranışları azaltmak ve duygu kontrolünü güçlendirmektir. Öfkeyi tetikleyen içsel konuşmaların yerine öfkeyi yatıştıran konuşmaları koyulur. Eşlerden birinin aşırı öfkeli ve şiddete eğilimli olduğu durumlarda bir süre bireysel terapi ile duygu regülasyonu çalışılmalı, kontrol geliştiğinde çift görüşmesine başlanmalıdır.

9. Dengeyi bozma: Amacı atışmadan kaçınan aşırı kontrollü veya eşlerden birinin çok baskın olduğu çiftlerde kontrollü bir çatışma yaratarak gerçek duyguların ifade edilmesini sağlamaktır.

10. Yansıtmalı özdeşim: En yalın haliyle kişisel geçmişten gelen çözülmemiş konuların eşler arasında karşılıklı yansıtılarak yeninden sahnelenmesidir. Terapist bireysel görüşmelerde kişisel öyküyü iyi aldığında ilişkideki yansıtmalı özdeşimleri çabuk fark ederek geçmişte yaşananlarla bugün yaşananlar arasındaki bağlantıları görmelerine yardımcı olur.

11. Olumluya odaklanma: Kısa çözüm odaklı terapiden gelen olumluya odaklanma tekniğinde amaç çiftle birlikte sorunu çözümü konuşarak, çözümler üretmektir.

12. Affetme: Modern dünyada neredeyse 4 çiftten birinin evlilik terapisine geliş sebebini bir sadakatsizlik ve güven sorunu oluşturuyor. Çiftin güven duygusunu onarmasına yardım etmek terapinin amacını oluşturur. Affetme terapisi Terry Hargrave tarafından geliştirilen “Restorasyon terapisi”nin tekniklerinden faydalanır. Restorasyon terapisi; şefkat, sorumluluk ve özür dileme aşamalarından oluşur ve sevgi ile inancın onarılmasına odaklanır. Evlilik terapistinin çalışmakta zorlandığı konuların başında gelir.

SONUÇ

Evlilik terapisi heyecan verici, öngörülemez ve çoğu zaman da ödüllendirici bir çabadır. Çiftle güçlü bir terapötik ilişki kurulamadığında ve danışanın kişiliğine gerçekten saygı duyulmadığında ne kadar iyi planlanmış olursa olsun, hiçbir teknik başarı getirmeyecektir. Terapistler, danışanlarıyla girdikleri terapötik ilişkinin ve onlarla terapideyken sergiledikleri özelliklerin etkin evlilik terapisinin özünü oluşturduğu gerçeğine sadık kalarak kendilerini, bilgi birikimlerini arttırmaya ve evlilik terapisi yaklaşım ve teknikleriyle ilgili becerilerini geliştirmeye adamalıdırlar (Weeks G.R., Fife S.T. Peterson . 2019).