Cinsel Terapide Neler Yapılır, Neler Yapılmaz?
Cinsel terapi, bu konuda eğitim almış uzmanlar tarafından muayenehane veya hastane ortamında yapılır. İstismara açık bir alan olduğu için etik ve mesleki kurallara katı bir şekilde uymayı gerektiren bir çalışma alanıdır.
Cinsel terapi bireysel olarak yapılabilir ama kişi evli ise veya bir cinsel partneri varsa terapiye birlikte gelmeleri daha uygun olur. Bu durumda başarı şansı daha yüksektir. Bununla birlikte her sorunun çözümünde başarı oranı aynı değildir. Erken boşalma, vajinismus gibi sorunlarda başarı oranları daha yüksek iken, cinsel isteksizlik, cinsel tiksinti bozukluğu gibi durumlarda daha düşük olabilir.
İlk görüşmede terapi koşulları, görüşme süreleri ve sıklığı, gecikilen veya iptal edilen randevularla ilgili yapılacaklar gibi temel ilkeler konuşulur. Seans boyunca telefon görüşmesi yapılmaz, su dışında çay, kahve ya da alkollü içecek gibi şeyler tüketilmez, sigara içilmez. Terapistin cinsiyeti ile ilgili önyargılar, dirençler ilk görüşmeden itibaren yerini karşılıklı saygı ve güvene bırakan profesyonel bir ilişkiye dönüşür.
Cinsel terapide gizlilik ve mahremiyet çok önemlidir. Danışanların izni olmadan hiçbir şekilde üçüncü kişilerle kişisel bilgiler paylaşılmaz, ses veya görüntü kaydı alınmaz.
Cinsel terapi konuşma yoluyla yapılır, hiçbir şekilde danışan ya da danışanlar cinsellik içeren bir eyleme ve ya cinsel birleşmeye zorlanamaz. Terapi ortamında mahremiyet sınırlarını aşacak tutum ve davranışlara izin verilmez.
Kadın doğum ve üroloji doktorları dışında cinsel terapistler, dokunarak muayene yapmaz, bedensel incelemelerde bulunmaz, dilatör, parmak girişi gibi uygulamalar yapmaz. Böyle bir gereksinim varsa bu alanlarda uzman bir doktora yönlendirmesi gerekir. Tıp doktoru dışındaki cinsel terapistler ilaç yazamaz, öneremez, kullanılmakta olan bir ilaca devam edilmesi ya da bırakılması konusunda fikir beyan edemez. İlaç kullanmayı gerektiren bir ruhsal sorun varsa danışanlarını bir psikiyatri uzmanına gönderir.
Cinsel terapide açıklık ve samimiyet başarılı olmanın anahtarıdır. Cinsel terapist bireysel görüşmelerde paylaşılan sırları diğer partnerle paylaşmaz. Bu sır terapinin başarısını engelliyorsa bununla ne yapılacağı bireysel seanslarda konuşulur, ancak son kararı yine danışanın kendisi verir.
Cinsel terapinin cinsel eğitim bölümü, biblio-terapi kapsamında kitaplar, videolar, gevşeme müzikleriyle desteklenir. Seanslarda resimler, grafikler videolar maketler kullanılabilir, bunların okunması veya seyredilmesi ev ödevi olarak verilebilir.
Cinsel terapinin tıkandığı, ilerlemediği durumlarda terapist tekrar bireysel görüşmeler talep edebilir, terapi planını değiştirebilir, başarıyla tamamlanmış bir önceki aşamaya geri dönebilir.
Terapiyi asıl başarılı kılan evde yapılması istenen aşk oyunlarıdır. Aşk oyunları belirli bir terapi planı dahilinde seansların içinde belirlenir. Bu oyunlar seanslarda ayrıntılarıyla açıklanıp yapılandırılarak bir sonraki seansa ev ödevi olarak verilir. Tamamlanan her aşk oyunu bir sonraki adıma geçişi kolaylaştırır. Süreç basit dokunuşlardan, tamamlanmış doyumlu bir ilişkiye doğru adım adım , ilerleyerek götürülür. Cinsel terapi yalnızca aşk oyunlarıyla sınırlı değildir.
Cinselliğin dışında da ilişki kalitesinin iyileştirilmesi hedeflenir. Yeniden sevgili olma, birlikte kaliteli zaman geçirme, duyguların açık ifade edilmesi, sorumlulukları paylaşma gibi konularda çifte destek olunur. Danışanlardan evde yatılı misafir kabul etmemeleri, çocukların uyku saatini öne çekmeleri gibi yakın olmalarını engelleyen durumları çözmeleri, cinsel sorunlarına odaklanmaları beklenir
İstek ve arzuların korkusuzca dile getirildiği bir cinsel iletişim dilinin geliştirilmesi cinsel terapide kazanılması gereken bir beceridir. İsteme ve reddetme hakkının bilinmesi, her şeyin konuşulabilir olması açık iletişimin temelidir. Cinsel terapi, kısa süreli, başarı şansı yüksek, geri dönüşlerin az olduğu bir terapi türüdür. Birbirlerine karşı sevgi ve saygısını korumuş, terapi motivasyonları yüksek danışanların büyük bir çoğunluğu terapiden beklediği sonucu alır.
Terapi sonlandığında, danışanlar çoğu zaman bu kadar süre bekledikleri, umutsuzluk yaşadıkları ve birbirlerini üzdükleri için pişmanlık duyduklarını ifade ederek, terapinin hayatlarında bir dönüm noktası olduğunu söylerler.