Hangi durumlarda cinsel terapi uygulanır?
Cinsel terapi, organik kökenli olmayan, yani bedensel bir hastalığa bağlı olmayan bütün cinsel istek ve işlev bozukluklarına uygundur. Cinsel birleşmeyi zorlaştıran, cinsel eylemlerden zevk almayı engelleyen, kişinin ve eşinin hem cinsel hem de günlük yaşamında sıkıntılara yol açan sorunlara cinsel işlev bozukluğu denir. Bu bozukluklar cinsel ilişkinin, uyarılma, cinsel birleşme veya orgazm aşamalarının herhangi birinde ortaya çıkabilir, cinsel ilişkinin gerçekleştirilmesini ya da haz almayı engelleyebilir. Tedavi edilmeyen bir cinsel işlev bozukluğu zamanla kronikleşerek eşlerin birbirinden uzaklaşmasına, umutsuzluk ve çaresizlik duygularına yol açar. Başlarda, eşlerden yalnızca birisinde olan bir cinsel işlev bozukluğu zamanla diğerini de olumsuz etkileyerek onda da sorunlar ortaya çıkmasına neden olabilir. Böyle bir durumda sorunlar daha da karmaşıklaşıp çözümü güçleşmekte ve terapisi daha uzun sürmektedir.
Eşlerden birinde ya da her ikisinde de görülebilen cinsel işlev bozuklukları, çiftin yalnızca cinsel yaşamını değil, partner ilişkisini, işini, diğer aile bireylerine karşı tutumunu da olumsuz etkileyip hayatın tüm alanlarında genel bir mutsuzluğa yol açabilir.
Cinsel terapi, erken boşalma, iktidarsızlık, cinsel isteksizlik, orgazm sorunları, vajinismus, cinsel tiksinti bozukluğu, disparoni, satiriasis, nemfomani. gibi bir çok cinsel işlev bozukluğunun tedavisinde kullanılabilir.
Şimdi cinsel terapide sık karşılaşılan bu sorunları daha detaylı olarak görelim:
1-Cinsel istek bozuklukları: Bunlar, cinsel isteksizlik, cinsel tiksinti bozukluğu ve hiperseksüalite de denilen aşırı cinsel istek bozukluğudur. Cinsel isteksizlik hiç cinsel istek duymama, belirli durumlarda ya da kişilere karşı istek duymama gibi farklı şekillerde olabilir.
2-Cinsel uyarılma ve sertleşme bozuklukları: Bu grupta, erkeklerde iktidarsızlık da denilen cinsel istek olmasına rağmen cinsel ilişkiye girmeye yetecek düzeyde ereksiyon sağlayamama ve sürdürmede güçlük vardır. Kadınlarda görülme şekli yetersiz uyarılmaya bağlı vajinal kuruluk ve cinsel heyecanlanma eksikliğidir.
3-Orgazm ve boşalma ile ilgili bozukluklar: Erkeklerde erken boşalma, geç boşalma, geriye boşalma, ağrılı boşalma, sertleşmeden boşalma ve anejakülasyon denilen hiç boşalamama şeklinde görülür. Kadınlarda ise orgazm ya hiç gerçekleşmez ya da çok zor gerçekleşir. Kadınlarda görülen sürekli uyarılma hali olan PSAS sendromu ve erkeklerdeki karşılığı SATİRİASİS de bir tür orgazm bozukluğu sayılabilir.
4-Cinsel ağrı ve giriş bozuklukları: Bunlar arasında en çok bilinen kadının istemsiz vajinal kasılmalar nedeniyle ilişkiye girememesi olan vajinismustur. Bir diğeri vajinismusla çok karıştırılan disparonidir. Bu hastalıkta kadın zor da olsa ilişkiye girilebilir ancak yaşadığı yoğun ağrı, haz almayı ve doyumu engeller. Bunun sonucunda gelişen kaçınma ya da ertelemeye bağlı olarak cinsellik ya çok seyrek yaşanır ya da hiç yaşanmaz. Bu duruma daha nadir olmakla birlikte erkeklerde de rastlanabilir.
5-Genel tıbbi duruma bağlı cinsel işlev bozuklukları: Bu gruptaki cinsel işlev bozukluklarının nedeni fizyolojik veya organik kökenlidir. Diğer uzmanlarla multidisipliner bir çalışmayı gerektirir. Erkeklerde penis eğriliğine neden olan peyroni hastalığı, kadınlarda vajinal enfeksiyonlar, kistler bu gruba örnek hastalıklardan bazılarıdır.
6-Başka türlü adlandırılamayan cinsel işlev bozuklukları. Bunlar arasında Her türlü cinsel fobi, maskelenmiş bozukluklar ve cinsel doyum bozukluğu sayılabilir.
7-Cinsel kimliğinden yakınma hoşnut olmama. Biyolojik cinsiyetin cinsiyet kimliğinden farklı olduğu ve bunun sıkıntı ve mutsuzluğa yol açtığı durumları tanımlamak için kullanılır.
Tüm bu sayılanlardan başka bazen yargı zoruyla ya da yakın çevre baskısıyla terapiye getirilme nedeni olan parafili dediğimiz sapkın eğilimler vardır. Genellikle terapiye uygun olmayan ve direnç gösteren bu grupta çocuk seviciliği, hayvanlarla ilişkiye girme, ölüsevicilik, röngencilik, sürtünmecilik, teşhircilik gibi sapkın cinsel istek ve dürtüler vardır. Bu tür sapkın cinsel arzular, çok fazla çeşidi olmakla birlikte oransal olarak diğer sorunlara göre daha az görülür.
Burada kısaca anlatmaya çalıştığımız cinsel istek ve işlev bozuklukları veya cinsel sorunlar bazen de farklı şekillerde kendini gösterebilir. Kimi zaman, yakın ilişki kuramama, evlilikten korkma, sosyal fobi, evlilik dışı ilişkiler, dürtü veya öfke kontrolü bozukluğu, depresyon, takıntılı düşünce ve davranışlar gibi farklı başka ruhsal sorunların da altta yatan nedeni cinsel sorunlar olabilir.