Çocuğun HAYIR’ına Saygı
Çocuklar bir yetişkine “hayır” diyerek kendi kimliğini ortaya koymaya başlar. Ve hayırına saygı duyulmuş bir çocuk, kendi sorumluluklarının bilincinde büyüyebilir. Cinsel Terapist Kemal Özcan “Muhakeme yeteneği dediğimiz şey, çok küçük yaşta başlıyor.
Çocuğa, “Büyüklerine hayır” deme, “Büyüklerinin sözünden çıkma” deriz. Çocuk ilk hayır dediğinde, biz bunu bir şımarıklık, asilik olarak görürüz. Aslında çocuk kendini ortaya koyar. İleride ‘A sen ne şekermişsin gel seni bir öpeyim’ diyene de, “Dur bakıyım senin pantolonunun içinde ne varmış” diyene de hayır diyebilir’’ dedi.
Züleyha KARAER
Ankara
Çocuklar bir yetişkine “hayır” diyerek kendi kimliğini ortaya koymaya başlar. Ve hayırına saygı duyulmuş bir çocuk, kendi sorumluluklarının bilincinde büyüyebilir. Cinsel Terapist Kemal Özcan “Muhakeme yeteneği dediğimiz şey, çok küçük yaşta başlıyor. Çocuğa, “Büyüklerine hayır” deme, “Büyüklerinin sözünden çıkma” deriz. Çocuk ilk hayır dediğinde, biz bunu bir şımarıklık, asilik olarak görürüz. Aslında çocuk kendini ortaya koyar. İleride ‘A sen ne şekermişsin gel seni bir öpeyim’ diyene de, “Dur bakıyım senin pantolonunun içinde ne varmış” diyene de hayır diyebilir’’ dedi.
Cinsel Eğitim Derneği (CİSED) Yönetim Kurulu Genel Sekreteri Cinsel Terapist Kemal Özcan ile çocukların cinsel tacize karşı korunmasında “hayır” demeyi öğretmenin önemi hakkında konuştuk.
Çocuğun bir yetişkine hayır diyebilmesi neden önemli?
Çocuk yetişkine hayır diyebildiğinde muhakeme yeteneği gelişmeye ve birey olmaya başlar. Eğer o hayırına saygı duyarak, “Peki bu ayakkabıyı değil de bunu mu giymek istiyorsun?” sorumuza, ‘Evet onu giymek istiyorum’ diye cevapladığında, kararına saygı duyup onu birey olarak tanımış oluruz ve seçim yapma, sorumluluk alma kapasitesini geliştiririz. Kış günü bez ayakkabı giyip de ayağı ıslandığında akşam “Bak sabah bunu giyecektin ama bunu giydin ayakların üşüdü gördün mü?” dediğimizde kendi hatasından öğrenir, ilerleyen dönemlerde de seçim yapabilecek hale gelir.
Çocuğa zorla yiyecek vermeye çalışmak doğru mudur?
O noktada da eğitimsel bir takım yanlışlarımız var. Tacizcilerin ya da sapıkların kullandığı bazı yollar bizim eğitimde “iyi” olarak öğrettiğimiz şeylerdir. “Tanımadığın kişilerden hiçbir şekilde birşey alma” deriz ama öbür yandan misafirliğe gidildiğinde çocuğa birşey ikram edildiğinde almasını ısrar ederiz. Çocuğumuza, almazsa ikram eden kırılır, üzülür deriz. Ne verilirse almasını öğütlediğimiz çocuk da öyleyse almam gerekiyor der. Burada ikramı reddeden çocuğa ‘Kararına saygı duyuyorum’ denmeli. Tanıdığına da tanımadığına da hayır diyebilmek önemli bir eğitim. Önce biz hayır diyebilmeyiz, çocuğumuz bizi örnek alacaktır.
“Seni annene, babana götüreyim” diyen yabancılara karşı çocuk nasıl korunur?
Mesela, bir yabancı okuldan çıkan çocuğa, ‘Annen gelemiyor kaza yaptı’ diyerek, o an panik halindeki çocuğun düşünmesini engelleyerek çocuğu götürmek isteyebilir. Böyle durumlar için çocuklarla bir parola belirlenebilir. Çocuk gelen kişiye parolayı sorar. Parola evde de kullanılabilir. Çocuk kapı çaldığında ‘kim o’ diyecek. “Ben teyzen” diyen sese parolayı soracak. Parolayı bilmeyene kapıyı açmayacak. Parola bir çizgi film kahramanı olabilir. Parolayı yalnızca çocukla ebeveyn bilecek. Çocuk, onu almaya gelen parolayı bilmi-yorsa onunla gitmeyecek, öğretmeninin yanına gidecek. Üniforma bir güven unsurudur ama tacizci üniformalı da olabilir. Günümüzde herkeste üniforma var. Çocuk şimdi nasıl ayırt edecek kimin iyi kimin kötü olduğunu. Yardım etmek kötü birşey değil ama tacizci eline iki paket alıp çocuğum şunu al bana yardım et diyip çocuğu tenhaya götürebilir. “Bir büyüğün senden yardıma ihtiyacı, böyle bir talebi olmaz, eğer olursa gel önce bana söyle” denmeli.
EVET VE HAYIRI ANLAMAK
Prof. Samy Molcho, Çocuk Beden Dili adlı kitabında çocuklara ‘evet ve hayır’ın nasıl öğretileceğini anlatıyor: ‘’Çocuk başlangıçtan itibaren seslerin yüksekliğine ve değişkenliğine tepki verir ve zamanla seslerle içeriklerini pekiştirir. Çocuklar en küçük yaşlardan itibaren ‘evet ve hayır’ı, övgü ya da yasakları yetişkinin mimiklerinden ve ses tonundan anlarlar. O nedenle önemli olan ‘hayır’ı ciddi bir ifade ve kararlı bir sesle söylemektir. Eğer çocuğa bir yasağı gülümseyerek ve yumuşak bir ses tonuyla söylerseniz, çocuk cezalandırıldığını anlamayacaktır. Çocuğa onaylama olan evet ve reddetme olan hayır arasındaki farkı açıkça anlama olanağı verilmelidir. Vurgu, tını ve temponun ister bir yasak, ister güzel bir vaat olsun söylenmek istenen şeyle uyumlu olması gereklidir.’’
SES TONUYLA EVET VE HAYIRI AYIRT ETMEK
‘’Ses tonu çocuğun beklentisini kamçılar. Anne ‘Hadi şimdi beraber oynayalım!’ ya da ‘Bil bakalım şimdi ne olacak!’ derse, çocuk annesinin söylediklerini anlamaz, sadece ses tonunun verdiği mesajı alır. Annenin sesindeki vurgulama ve ritm, değişiklik vadetmektedir. Hep orta yükseklikte bir ses tonuyla konuşarak çocuğu koruduğunu sanan anneler yanılmaktadırlar. Çünkü o zaman çocuğun ayırt etme yeteneği gelişmez. Çocuk, farkları anlayabilme tecrübesinden yoksun kalır. Duygular bastırılır. Devamlı aynı kalan ve dolayısıyla sıkıcı olan bir ses tonu, ebeveyn ve çocuk arasındaki iletişimde zorluklara yol açar. Hiç değişmeyen bir ses tonu yeni olaylara ya da yeni keşiflere işaret etmez.’’