Aile, Evlilik ve Çift Terapisi Nedir?
CİSED Genel Sekreteri Psk. Kemal Özcan ile 5 Soruda Evlilik Terapisi – 1. Bölüm: Aile, Evlilik ve Çift Terapisi Nedir?
Evlilik çatışması insan yaşamındaki en rahatsız edici sorunlardan biridir. Her evlilikte zaman zaman bazı sorunlar yaşanabilir. Bunların sürekli ve şiddetli olması çiftlerin derin bir hayal kırıklığı yaşamasına ve evliliğin devamını sorgulamasına, hatta boşanmayı düşünmesine neden olabilir. Oysa birçok sorunun çözümü vardır ve bu olumsuz gidişi durdurmak mümkündür. Çiftler sorunlarını genellikle kendi çabalarıyla, ya da büyüklerin veya arkadaşların tavsiyeleriyle aşmaya çalışırlar. Bunun mümkün olmadığı daha ciddi durumlarda profesyonel bir yardım gerekir, yani evlilik ve çift terapisine ihtiyaç duyulur.
Kimse evliliğe mükemmel bir eş olarak başlamaz. Evlilik; kendini anlamak, eşini anlamak, kırmadan incitmeden tartışmayı bilmek, problem çözmek ve farklılıkları kabul edebilmek gibi becerileri gerektirir. Bu becerilerin yetersizliği sorunlar yaşanmasına neden olabilir. Çoğu zaman yetiştiğimiz ailedeki etkili olmayan, olumsuz davranış kalıpları ilişkiye taşınır ve sorunların kaynağını oluşturur. Bazen de hayatın getirdiği zorluklar, beklenmedik olaylar, kazalar, bir yakının ölümü, ekonomik krizler gibi talihsizlikler, mutlu bir evliliği bozabilir.
Evlilik ve çift terapisi birbiriyle sürekli çatışan, bu nedenle arzu ettiği ilişkiyi yaşayamayan ve mutsuz olan iki insanın arasındaki etkileşimi değiştirmek için düzenlenmiş bir psikoterapi biçimidir ve kendine özgü teknikleri vardır. Terapide uygulanan yöntemler benzerlikler gösterir. Evlilik terapisinde, aile terapisinden farklı olarak yalnızca iki kişi ve aralarındaki ilişki sorunları üzerine çalışılır. Aile terapilerinde, eşler, çocuklar, diğer aile fertleri gibi aileden sayılan kim varsa terapiye dahil edilebilir.
Evlilik ve çift terapisi, ilişkide nelerin iyi gitmediğinin fark edildiği, neler yapılırsa daha iyi gideceğinin konuşulduğu bir süreçtir. Karşılıklı istek ve çabayla yürütülür. Bazen bütün bu çabalara rağmen birlikte yaşamayı sürdürmek zor olabilir ve çift boşanma aşamasına gelebilir. Terapiye boşanma kararı verilmiş olarak gelinmesi durumunda terapi, boşanma terapisine dönüşür. Boşanma süreci ve sonrası üzerinde çalışılır.
Evlilik terapistleri, çeşitli yöntemlerle eşlerin doğru bir şekilde kavga edebilmelerine ve duyarlı oldukları konuları tartışabilmelerine yardımcı olur. Bir başka deyişle, evlilik terapisi herkesin eteğindeki taşları döktüğü bir ortamdır. Bu ilk başta oldukça tuhaf gelebilir ve yadırganabilir. Ancak eşlerin terapi seanslarında kontrollü bir şekilde tartışmaları ve söylemekten çekindikleri şeyleri söyleyebilmeleri, birbirlerini doğru bir şekilde anlamalarının yolunu açar. Bu şekilde sorunları konusunda iç görü kazanabilir, iletişim ve problem çözme becerilerini artırabilirler. Duyguların karşılıklı olarak ifade edilebildiği güvenli terapi ortamı eşlerin birbirini duyması, anlaması ve ortak çözümler üretmesine olanak sağlar.
Evlilik ve çift terapisinde genel amaç, ilerleyen süreçte eşlerin aralarındaki çatışmaları azaltıp, karşılaştıkları sorunları çözebilme becerilerini geliştirmelerini sağlamaktır. Aralarındaki etkileşimi ve iletişimi artırarak ilişki kalitesini düzeltip sistemi dengeli hale getirmeleri beklenir. Burada esas olan iletişim kurmayı öğrenmektir. Çift terapisi, problem çözmeye, duyguları kontrol ederek zarar vermeden nasıl kavga edilebileceğini öğrenmeye, ilişkiyi yeniden yapılandırmaya, bazen de temiz bir sayfa açmaya yardım eder.
Çift terapisinde her şeyden önce, eşlerin birbirini iyi ve kötü yönleriyle insan olarak görmeleri ve kabul etmeleri hedeflenir. Eşler birbirlerinin kişilik özelliklerini anlamayı, farklılıklarıyla uzlaşabilmeyi ve uzlaşılamayacak yanlarını da kabul edebilmeyi öğrenirler. Eşler arasında süregelen sorunlar, farklı beklentiler, tartışmaların yoğunlaştığı belli başlı konular olabilir. Evlilik ve çift terapisinde ilk adım, eşlerin bu konuları konuşabilir hale gelmesidir, sonra çözüm seçenekleri ve stratejileri gelir. Terapi sürecinde çiftler, zor sorunlarla mücadele ederken, belirli bir çerçeve ve amaç içinde olduklarından, ilişkilerinin daha fazla bozulmasını ve çıkmaza girmesini engelleyebilirler.
Stresli ve işlevsel olmayan bir evlilik, taraflar üzerinde oldukça olumsuz etkiler bırakır. Bireysel olarak ruh sağlığı bozulabilir, acı, elem duygusu, endişe, yüksek düzeyde gerilim ve depresyon gibi problemlere yol açabilir. Devam etmesi durumunda eşlerin fiziksel sağlığa bozabilir. Böyle bir evliliğin zararları yalnızca iki kişiyle sınırlı değildir. Özellikle bizim gibi akraba evliliklerinin fazla olduğu toplumlarda çiftin sorunları tüm aile ilişkilerini olumsuz etkileyip bozabilir, kardeş kardeşe düşman olabilir. Çocukların da bu olumsuz ortamdan etkilenmesi kaçınılmaz bir durumdur. Yoğun çatışmalı ve mutsuz evliliklerde büyüyen çocukların, sorunsuz bir ailede büyüyen çocuklardan daha problemli olduklarını gösteren araştırmalar vardır. Bu nedenle çift sorunu, yalnızca kendi sorunları olarak görmemeli, başkaları üzerindeki etkilerini de hesap etmelidir.
Çiftler yaşadıkları tüm olumsuzluklara rağmen, ilişkileri üzerinde çalışmaya karar verip yeterli çaba gösterildikleri takdirde evliliklerini yeniden tatminkâr hale getirebilir, yuvalarını dağılmaktan, çocuklarını annesiz ya da babasız büyütmekten kurtarabilirler