lokanta yemeği mi ev yemeği mi

Gittikçe artan ve Türk aile yapısını tehdit eden en önemli tehlikelerden biri olarak gördüǧüm  evlilik dışı ilişkileri ve aldatmayı bir metaforla anlatmaya çalışacaǧım. Teşpihte hata olmaz diyerek evlilik dışı ilişkiyi bilmediğimiz egzotik bir restoranda yenen yemeğe benzetebiliriz.

Kullanılan  baharatların çeşitliliği, yemeğin sunumu,değişik tadlar ilk bakışta hoşa gidebilir, ev yemeğinden sıkılanlar için ilk başlarda çekici gelebilir.Ancak böyle yerlerde, ne orada yediğinizden ne de arkadaki mutfaǧın temiz mi pis mi olduğundan asla emin olamazsınız. Her zaman  daha pahalıya geldiği gibi eğer bayat bir şeyler sunulmuşsa sonunun acil servisle bitme gibi bir ihtimalide vardır. Burada pahalılıktan kasıt para deǧil boşanmalar, parçalanmış aileler, acı çeken çocuklar gibi ödenen bedelin yüksekliǧidir.

Her ne kadar hızla değişen ve gelişen moderne toplumda bazı değerler hızla erozyana uğrasa da hala şefkat ve sevgiyle sunulan bir ev yemeğine özlem  duyan bir toplumuz (Ev yemeği satan restoranlar da bize özgü bir çelişki olsa gerek). Bana göre çiftler eğer isterlerse bazı küçük değişiklerle evdeki yemeği restorandaki kadar güzel ve lezzetli yapabilirler.Yeni baharatlar (sınırları zorlamayan zararsız fanteziler, küçük hediyeler,tatlı söz ve iltifatlar; beklenmedik süprizler) ve farklı bir sunumla ( karşılama,günün nasıl geçtiğini sorma, küçük dokunuşlar,omuz masajı) evdeki yemeği de dışarıda yenen yemek kadar lezzetli hale getirilebilir.Üstelik bu çok daha güvenli ve sağlıklıdır.

Yaklaşan baharla birlikte bütün çiftlere, eşleriyle birlikte mutfaǧa girerek,  hayatlarının en güzel yemeklerini yapmalarını ve birbirlerine sunmalarını diliyorum.